Hep söylerim hayatın her evresinde torpil vardır. Bizim gibi geri kalmış ülkelerde torpilliler her zaman en iyi yerlerde hiçbir şey yapmadan malı götürürler. Futbolda bu biraz daha farklıdır; torpilin işlemeyeceği, torpillinin fazla barınamayacağı tek kulvar futbol arenasıdır. Torpilli oyuncuyu sen sahada tutsan taraftar ıslıklayarak saha dışına atar, yetersiz hocaysan istifaya zorlanırsın.

Ama maalesef bizim kentimizde işler çok farklı yürüyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil, umursamazlık almış başını gidiyor, cebini dolduranlar ses çıkarmıyor, iş bilmezler ise hep başrolde. Senaryo genelde aynı; zaman zaman oyuncular değişiyor ama sonuç hiç değişmiyor, hep zarar gören Mersin İdmana Yurdu.

88 yıldır kulübün hiçbir şeyi yok ve olmadı. Her gelen kulübü kullandı, kendileri bir yerlere geldi, zengin oldu, şan şöhret oldu Mersin İdman Yurdu hep geriledi.

Ama hiçbir dönem şuan ki bulunduğu konuma gelemedi. Hala tapulu malı yok, geliri yok, tesisi yok, altyapısı yok ama 88 yılda olmayan bir takım olaylar yaşanıyor son birkaç yıldır. Borç 50 milyona ulaştı, oyuncu yapısı sıkıntılı; satıp para kazanacağın oyuncu neredeyse yok, kulübü tek kişi yönetiyor, takım yabancılara emanet, en önemlisi bir partinin kuklası olma yolunda kulüp. Futbolcuların imza törenlerinde Bakanların olduğu, birçok maçta dev pankartların açılıp politikacılara yağ çekildiği bir dönem yaşıyoruz.

Seçim yaklaşıyor; bu dönemlerde geliri olmayan, kişilere endeksli yaratılan takımlar hep kullanılır. Kentimizde de böyle oluyor. Acı olan takımdan bir şeyler alıp götürenlerin takıma bir şey vermemesi.

Nurullah hocanın kazandıkları ortada, gözümüz yok umarım daha fazla kazanır ama bir hoca bir takıma bir şeyler katmaz mı? Yok katmadı! Nerden bakarsanız bakın Nurullah hocanın katkısı kocaman bir sıfır. Sakın ‘kimse lige çıkardı’ demesin, öyle düşünenlere cevap hazır: Kürşat Tüzmen ve Zafer Çağlayan derim başka şey demem, anlayan anlar.

Merak ettiğim bir şey var Nurullah Sağlam’ın kariyerinde şuan ki tablo hiç oluştu mu? 12 maç tek galibiyet, en az gol atan 5 takımdan biri, en çok gol yiyen 7 takımdan biri ve ligin dibine demir atmış… Hiç sanmam çünkü futbolda böyle bir şey olmaz başarısızsan ya istifa edersin ya da ettirirler. Hiç bir hoca 12 hafta sonunda tek galibiyetle takım başında kalamaz, gurur yapar ve yönetim ipini çeker, o da olmadı taraftar istifasını ister. Dedim ya ilginç bir kentiz kafamızı kuma gömmüşüz, her şeyi oluruna bırakmışız.

Aslında takımı batıranlar belli, isim vermeye gerek yok; o isimleri bir sandala koysanız emin olun o sandalı da batırırlar.

Bu lig de oynayamayacak oyuncu sayısı fazla, bir de buna bu lig için küçük gelen hoca olunca kaçınılmaz son geliyor.

Gidişatın iyi olmadığını, takımın ve kulübün her geçen gün kötüye gittiğini aylardır yazmamıza rağmen, kulüp yönetiminden bir adım gelmedi. Bırakın adım atmayı, yönetim kurulu, ‘Evet, yanlış giden bir şeyler var’ bile diyemedi.

Onun için, bu saatten sonra yönetimden de bir beklentim yok.

Bakalım Mersin İdman Yurdu camiası bu yaşananlara daha ne kadar süre kayıtsız kalacak?